Sosyal Medya Pazarlamasına Giriş
Sosyal medya, küçük ve orta ölçekli işletmelerin işlerini büyütmeleri için büyük fırsatlar sunuyor. Yeni bir girişimde bulunan herkes sosyal medyanın sunduğu olanaklardan yararlanarak daha fazla insana ulaşmaya çalışıyor. Profesyonel ajanslar, sosyal medya hesap yönetimi yaparak para kazanıyor
Televizyon, radyo, gazete gibi geleneksel iletişim araçlarından farklı olarak, sosyal medyada insanlar birbirleriyle etkileşimde bulunup, birbirlerinin karar alma davranışlarını etkileyebiliyorlar.
İnsanlar haberleri takip etmek, arkadaşlarıyla iletişimde kalmak, eğlenceli komik bir şeyler izlemek, yeni insanlarla tanışmak, fotoğraf video paylaşmak ya da sadece boş zamanlarını geçirmek için sosyal medya platformlarını kullanıyor.
Bu platformları kullanarak satışlarını artırmak, hizmetlerini tanıtmak, marka değeri yaratmak isteyen girişimcilerin pek çoğu istedikleri başarıya ulaşamıyor. Kendisini sosyal medya uzmanı olarak tanıtan kişi ya da kurumlar bu talebi sömürerek haksız kazanç elde ediyor.
Bu yazı sosyal medyayı etkili kullanmak isteyen işletmeler için sihirli çözümler içermese de işe yarar bazı çözümler sunuyor.
1- Sosyal Medya Stratejinizi Belirleyin
Hemen herkesin kulağına çalınmış çok doğru bir aforizma vardır: “Hedefi olmayan bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.” Sosyal medyada başarılı olmak için, kendinize öncelikle bu mecralardan ne beklediğinizi bir iki cümleyle somut bir şekilde ifade edebilmelisiniz. Bu beklentiyi; işimi büyütmek istiyorum, satışlarımı artırmak istiyorum, daha fazla insanla etkileşim içinde olmak, markamı ya da işimi daha fazla insana duyurmak istiyorum gibi genelgeçer şekilde ifade etmemelisiniz. Yukarıda saydığımız hedefler, sosyal medyayı işi için kullanan hemen herkesin ortak beklentileri.
Bir örnekle açalım. Ankara Çankaya’da üçüncü nesil bir kahveci açtığınızı ve dükkanınızı insanlara tanıtmak istediğinizi düşünelim. Sosyal medya platformlarındaki varlığınızı, işinizin bir yansıması olarak ele almakta fayda var. Dolayısıyla önce yaptığınız işi nasıl yansıtabileceğinizi uzun uzun düşününerek işe başlamak bir strateji oluşturmanın en kritik noktalarından biri haline gelir.
Öne çıkarabileceğiniz bir odak noktası bulun!
-
- Türkiye’ye ilk defa getirilmiş bir kahve markası mı kullanıyorsunuz?
- Kahveyi rakiplerinizden farklı bir şekilde mi demliyorsunuz?
- Sunumunuzda kimsenin aklına gelmemiş bir özgünlük ve heyecan verici bir boyut mu var?
- Mekanınızın dekorasyonu, bahçesi, fiziki konumu mu ilgi çekiyor?
- Baristanız ya da siz kişilik ve etkileşim açısından sosyal medya için biçilmiş bir kaftan olabilir misiniz?
- Mekanınızın müzik tercihi ne?
- Mekanınızla özdeşleşecek bir evcil hayvan mı var? (Papağan, kedi, akvaryum vs)
- Fiyatlarınız çok mu uygun, örneğin öğrencilere hem kahvelerini içecekleri hem de sakince ders çalışabilecekleri bir ortam mı sunuyorsunuz?
- Ya da işletmeniz spesifik bir sosyo kültürel gruba mı hitap ediyor?
Soruları hem bu örnek hem de kendi işiniz için çoğaltabilir, detaylandırabilirsiniz. Kendinize sorduğunuz bu sorulardan, en çok işe yarayayacağını düşündüğünüzü, sizi en çok heyecanlandıranı seçin ve bunu sosyal medyadaki var oluşunuz için odak noktası haline getirin.
Akılda kalıcı olabilmek için aynı mesajı farklı ve zenginleştirilmiş yöntemlerle sürekli tekrarlamak, sosyal medyada zihinlerde bir imge yaratmanın en işe yarar yoludur.
Baruthane Pilavcısı, logosu, işletmecinin dikkat çekici bıyıkları ve akılda kalıcı hareketleriyle geniş kitleler tarafından bilinirlik kazandı.
@baruthanepilavcisi Bugün Ne Yiyeceğiz? 😉 #bugünneyiyeceğiz #baruthanepilavcısı #baruthane #pilavartıkkral #kutsalbıyık #sivaskavurma #rice #sivas #pilav #pilavdandöneninkaşığıkırılsın
Rakiplerinizi analiz edin
Evet Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışmak gereksiz bir çabadır, ancak rakiplerinizi taklit etmek de sadece onların marka değerini artırır, sizi de kötü bir taklitçi yapar. Bu yüzden rakip analizini, başarıya ulaşmış rakiplerin yaptıklarının aynısını yapmak olarak düşünmemek gerekir.
Önce rakipten neyi kastettiğimizin doğru algılanmasının önemli olduğunu belirtelim. Rakip, sizinle aynı işi, benzer yöntemlerle yapan ve sizinkiyle üç aşağı beş yukarı bir işletme büyüklüğüne sahip ve sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanan başarılı bir işletmedir.
Sosyal medyayı kullanmadan başka yöntemlerle başarılı olmuş başka bir işletme bu yazının kapsamı içinde rakip olarak ele alınamaz. Onu diğer açılardan rakip olarak ele alabilir ve yine o açılardan inceleyebilirsiniz ancak konumuz sosyal medya kullanarak işlerine değer katmış işletmeler.
Benzer bir şekilde sizinle aynı sektörde faaliyet gösteren başarısız işletmeler de rakibiniz değil. Onların hatalarından ya da eksiklerinden ders çıkarabilirsiniz, ancak onları da rakip olarak görmemelisiniz.
Rakip kavramını tanımladığımıza göre onları analiz etmeye başlayabiliriz. Öncelikle kullandıkları sosyal medya kanallarını inceleyerek işe başlıyoruz. Hangi platformu daha aktif olarak kullanıyorlarsa ve hangi platformda daha çok takipçileri varsa dikkatimizi o sosyal medya platformuna çevirerek geriye doğru kazı yapmaya başlıyoruz.
Rakibinizin sosyal medya gönderilerine gelen etkileşimlerdeki dikkat çekici artış noktalarını bulun. Bu noktaları, paylaşılan içeriğin türüyle ya da mesajıyla ilişkilendirmeye çalışın. İvmelenme yaratan bu noktalarda rakibinizin stratejisindeki değişimi anlamaya çalışın.
Ayrıca rakibinizin kullandığı dile, hangi sıklıkla paylaşım yaptığına, günün hangi saatlerinde içerik paylaştığına, kullandığı hastaglere, oluşturduğu kampanyalara, platforma verdiği reklamlara dikkat edin. Bir iki cümleyle onun başarısının sırrını ifade etmeye çalışın. Basit düşünebilmek başarıya giden yolun anahtarı olacak.
Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi milyarlarca kullanıcısı olan sosyal medya platformlarının çatı şirketi olan Meta Inc.’nin sunduğu reklam kütüphanesinden yararlanarak rakiplerinizin verdiği reklamları görebilir ve onlardan esinlenebilirsiniz.
2- Hangi Sosyal Medya Platformlarına Odaklanacağınıza Karar Verin
Hedef kitlenizi doğru tanımlamak hangi sosyal medya platformunu daha aktif kullanacağınız konusunda size önemli fikirler verecektir. Tüm platformlarda başarılı olmaya çalışıp enerjinizi ve zamanınızı boşa harcayacağınıza, bir en fazla iki platform belirlemek ve tüm ilgiyi bu platform ya da platformlara harcamak doğru bir karar olacaktır.
Hedef Kitleyi Anlamak
Sosyal medya çalışmalarımız mutlaka ama mutlaka sınırları olabildiğince iyi belirlenmiş bir kitleyi hedef almalıdır. Bu özellikler ortak duygular, beğeniler, düşünceler ya da ihtiyaçlar olabilir. Yaş, cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyi, sosyo kültürel aidiyetler işimize yarayacak değişkenlerdir. Burada dikkat edilmesi gereken hedef kitleyi tanımlamakla, hedef kitleyi anlamanın aynı şey olmadığıdır.
Z jenerasyonu olarak adlandırılan 16-25 yaş grubu için tişört satmaya karar vermiş ve satacağı tişörtleri de tedarik etmiş bir müşterimiz vardı. Müşterimizle ilk görüşmemiz büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Hedef kitlesini belirlemişti ama onları anlayamamıştı. Baskılı tişörtlerin satacağını düşünüyordu ama üzerindeki baskının motifi, desenleri, anlamı üzerine hiç düşünmemişti. Elindeki tişörtler daha çok 30-40 yaş arasını hedef alabilirdi ama malesef o yaş grubu için bile ilgi çekici değildi.
İnsanlar tercihleriyle bir kimlik inşası içine girerler. Tükettikleri besinlerden, giyim tarzlarına, kullandıkları eşyalardan, tatil için seçtikleri yerlere, izledikleri dizilerden, kullandıkları dile kadar hemen her şey kültürel ve toplumsal bir aidiyetten izler taşır. Hedef kitlenizin toplumsal aidiyetlerini iyi analiz ederseniz onların ilgisini çekecek bir dil üretmeniz de o kadar kolay olur.
İşte tam da bu yüzden yabancısı olduğunuz bir hedef kitlesi belirlemek çoğunlukla büyük bir kan uyuşmazlığına yol açar ve sosyal medya maceranız başarısızlıkla sonuçlanır. Aynı dili konuştuğunuz insanlarla etkileşime geçmek daha kolaydır.
Sentetik Sezar, ağırlıklı olarak vintage giysilere ilgi duyan kadınları hedefleyerek yola çıktı, hem sadık bir takipçi kitlesi kazandı hem de vintage kıyafetlere dönük talebi büyütmeyi yaratmayı başardı.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Hangisi sizin için daha iyi? İnstagram, Tiktok, Facebook, Youtube, Twitter, Linkedin, Pinterest?
Bu soruya bir yanıt vermeden önce kaçını daha önce ne sıklıkla kullandığınızı, hangisinde daha çok zaman geçirdiğinizi ve etkileşimde bulunduğunuzu, bu platformların sunduğu olanaklara ne ölçüde hakim olduğunuzu düşünün. Daha az fikre sahip olduğunuz mecraları keşfedebilmek için ciddi bir araştırma yapmak işinize yarayabilir. Belki de rakipleriniz işe yarayabilecek bir mecrayı yeterince iyi bir şekilde kullanmıyorlardır. Bu rekabette bir adım öne çıkmanızı sağlayabilir.
Hedef kitlemizi tanımladıktan ve beklentilerini anladıktan sonra onların hangi sosyal medya platformlarını daha çok kullandıklarını, bu platformlarda ne tür davranışlarda bulunduklarını analiz etmek gerekiyor. Bu mecralardan birini ana diğerini potansiyel hedefimiz olarak belirliyoruz. O platformlardaki trendleri, eğilimleri, jargonu, kullanılan içerik türlerini not alıyoruz.
Semrush’ın ücretsiz olarak sunduğu hizmetlerden biri olan sosyal medya pazarlama platformuyla, rakiplerinizin nasıl bir strateji uyguladığını keşfedebilir, bulunduğunuz sektörde ne tür gönderilerin hangi platformlarda daha çok etkileşim aldığını ölçebilir, içerik üretimine dair fikirler elde edebilirsiniz.
3- Organik Büyümeyi Hedefleyin
Evet takipçi sayısını organik bir şekilde artırmak en zor büyüme modeli ancak en işe yarar ve sağlıklı büyüme modeli de yine bu. Çekiliş yaparak, hediye dağıtarak sürekli bu hastagleri takip eden tabiri caizse beleşçi bir kitleyi peşinize takmak ya da bot hesaplardan oluşan ve 10 bin tanesi 100 liraya satılan sözde takipçileri satın almak sosyal medya profilinizi güvenilmez kılar.
Yavaş ama istikrarlı bir büyüme modeli etkileşime dayanır. İlk gönderinizden itibaren etkileşim almayı hedefleyin. Tüm sosyal medya platformları, kullanıcılar tarafından yayımlanan gönderileri, aldıkları etkileşimi inceleyerek daha fazla insana gösterip göstermeyeceğine karar veren bir algoritma kullanır. Sizin bir gönderinize gelen yorum, o yorumu yapan kişinin arkadaşlarına gösterilecek ve belki bu onların da ilgisini çekecektir.
Reklam vermekten kaçınmayın
Organik büyümenin bir başka yolu ise reklamlardan yararlanmaktır. Bir reklam bütçesi oluşturmaktan kaçınmayın. Niş kitlenizin ilgisini nasıl çekebileceğinizi kavrarsanız reklamlar sayfanızın büyümesine yardımcı olabilir. Gerçekten çarpıcı olacağına karar verdiğiniz bir reklam fikri bulana kadar paranızı çarçur etmeyin. Özellikle mobil aygıtlar üzerinden sosyal medyaya giren insanlar çok hızlı bir kaydırma yapıyor. Dikkat çekmek ve dikkati belirli bir konu üzerinde tutabilmek günden güne zorlaşıyor. Çarpıcı, net ve basit mesajları güçlü görsellerle destekleyin.
Tüm pazarlama süreçleri, potansiyel müşterilerimizin istediğimiz bir kararı vermesine dönük ikna çalışmalarından ibarettir. Sosyal medya platformlarında bir sayfayı takip etmek için motive edici iki ana davranış türü bulunmaktadır.
- Bu sayfayı takip ediyorum çünkü ben farklıyım (Diğerleri için)
- Bu sayfayı takip ediyorum çünkü işime yarıyor, yararlanıyorum, eğleniyorum vs… (Kendisi için)
Organik büyüme kullanıcıda bu iki içsel dürtüye de hitap edebilmeli, mümkünse ikisini de harekete geçirebilmelidir. Kullanıcılara soru sormak, belirli bir konuda belirli bir fikri beyan etmelerini sağlamak, anket oluşturmak ya da hikayelere yanıt vermeleri için teşvik etmek organik büyüme araçlarından birkaçı olarak sayılabilir.
Twitter’ı satın almaya hazırlanan Elon Musk, takipçileriyle etkileşim sağlamak için sık sık anket yapıyor.
Do you want an edit button?
— Elon Musk (@elonmusk) April 5, 2022
Tüm bunların yanı sıra kullanıcıların sorularına hızlı ve doyurucu yanıtlar vermek, gönderi altına gelen mesajlara geri dönüş yapmak takipçilerinizle aranızdaki bağı güçlendirecektir.
4- İçerik Oluşturmaya Başlayın
Sosyal medyada başarılı olabilmenin gerçek anahtarıysa içerik kalitesinden geçiyor. Takipçi sayısınız artırabilmek ve onları elde tutabilmek için doğru bir içerik paylaşım politikası belirlemeniz gerekiyor.
Yaptığımız işe ve hedeflediğimiz kullanıcı tipine göre pek çok farklı içerik tipini bir arada kullanmak zengin ve güçlü bir sosyal medya stratejisi için işe yarar olabilir. Sitemizdeki bloglara bağlantı vererek takipçilerimizi ilgilendikleri konular hakkında bilgilendirmek, çarpıcı ve akılda kalıcı görseller oluşturmak, podcast yayınlarıyla işimizi sesli bir şekilde anlatmak ve kuşkusuz günümüzün en çok tercih edilen ve en çok tüketilen türü olan video içerikler oluşturmak.
İçerik Takvimi Belirlemek
Excel ya da google dokumanlar gibi uygulamalardan birinde, dört ayrı sütun oluşturarak (tarih, platform, paylaşılacak görsel ya da video ve açıklama) haftalık olarak içerik takviminizi belirlemek programlı ilerleyebilmek için önemli. Etkinlik düzenleyeceğiniz özel günler, duyurular, indirimler, kampanyalar belirli bir takvimle ilerlerse sonuçları analiz etmek ve raporlamak daha etkin bir şekilde hayata geçirilebilir. Paylaşılan içeriği önceden hazırlamak sosyal medya yönetimini sizin için can sıkıcı bir angarya olmaktan çıkarabilir.
İçeriğinizi belirleyin
Bir sosyal medya gönderisini viral yapan şey, onun ilgi çekici, beklenmedik, çok eğlenceli, daha önce rastlanılmayan dikkat çekici bir bilgi vermesi, şaşırtıcı olması gibi kimi parametreler tarafından belirleniyor. Yukarıda saydığımız niteliklerin içeriklerinizde bulunup bulunmadığını hep kendinize sorun. Bunları biraz açalım.
Bir görsel kimlik oluşturun
Basit, sade, işinizi ve duruşunuzu yansıtan bir logo uzun vadede akılda kalmanıza yardımcı olabilir. Bu konuda bir profesyonelden yardım alabileceğiniz gibi, amatörlerin kendi logolarını oluşturmalarına izin veren canva sitelerden yararlanabilirsiniz.
Bir diğer önemli nokta paylaşımlarınız için bir renk paleti oluşturmanızdır. Bu renk paleti ve stil yüzlerce hesabı takip eden kullanıcıların gözünde ayrışmanızı ve daha kurumsal bir intiba bırakmanıza yardımcı olabilir. Adobe Color ücretsiz uyumlu renkler bulmanıza yarayabilecek iyi bir alternatiftir.
Tipografi bir diğer önemli nokta, sürekli farklı yazı tiplerini kullanmak, bir görselde 2’den fazla yazı tipi kullanmak oluşturduğunuz görseli ya da videoyu tasarım ilkeleri açısından zayıflatır. Bu yüzden vurgular için kalın bir font açıklama için daha ince bir font kullanabilir ya da aynı fontun iki varyantından yararlanabilirsiniz. Google’ın ücretsiz bir şekilde indirip kullanmanıza izin verdiği bir hizmeti vardır.
Bir hikaye anlatmaya çalışın
İnsan hikayeleri her zaman ilgi çekicidir, sıkıcı ya da ilgi çekici de olsa hepimizin hayatları hikayelerden oluşur. Kahve dükkan örneğinden yola çıkarsak, güzel de olsa bir kahve fincanının fotoğrafını paylaşmak çok etkileyici olmayacaktır. Bunun yerine kahve demleme sürecini kısa kısa videoya çekmek, servis anına kadar videoyu uzatmak ve müşterinin masasına konan bir fincan kahveyi 30 saniyelik bir videoda anlatmak emin olun çok daha ilgi çeker. Kısa, akılda kalıcı açıklamalar yazmayı, doğru hastagleri kullanmayı unutmayın.
Nasıl yapılır tarzı videolar çekin
Hangi işle uğraşıyor olursanız olun, işinizin teknik boyutlarını gösterdiğiniz ve takipçilerinize bilgi aktardığınız kısa içerikler dikkat çekici olabilmenizi sağlayabilir. Evinizde çeşitli kalıplardan mum üretiyorsanız ya da kaktüs üretip satıyorsanız, ürünün son halini takipçilerinizle paylaşmak yerine sırlarınızın tümünü aktarmadan süreci anlatmak sadık bir takipçi kitlesi yaratmanıza yardımcı olur.
5 Minute Crafts eğlenceli nasıl yapılır videolarıyla farklı platformlarda milyarlarca insanın ilgisini çekmeyi başardı.
Dozu iyi ayarlanmış bir mizah kullanmaya çalışın
Eğer komedyen değilseniz ilk amacınız insanları güldürmek olmamalı. Mizahı insanların bizimle etkileşimde kalmalarını sürekli kılabilmek için, özgün ve zekice kullanmakta yarar var. Sizi rakiplerinizden farklılaştıracak, kullanıcılarınızı gülümsetebilecek, bir motto, bir mimik, bir vücut hareketi, bir espri işe yarayacaktır.
Yazıyı sonlandırırken sosyal medyada başarı elde etmenin günden güne zorlaştığını, kimsenin elinde sihirli bir değnek olmadığını söylemekte yarar var. İşinizi ne kadar çok seviyorsanız, bunu insanlarla paylaşmak için de o denli hevesli olursunuz. Zamanı doğru planlamak, deneme yanılma yöntemiyle ilerlemekten korkmamak, reklam bütçesi belirlemek ve asla pes etmemek başarıya giden yolun anahtarlarıdır.