Her şey bir farkındalıkla başladı. Ajanslarla çalışan markaların, verdikleri emeğin ve harcadıkları paranın karşılığını tam olarak alamadığını fark ettik. Büyük ajansların gözünde küçük işletmeler birer “öncelik sırasındaki dip maddeydi.” Projeler sürekli erteleniyor, talepler görmezden geliniyor, nihayetinde ise ortaya çıkan işler vasat bir seviyeyi geçemiyordu. Bu durum hem işletmelerin moralini bozuyor hem de dijital dünyada büyüme şanslarını ellerinden alıyordu. İşte Studio Zeplin bu boşluğu doldurmak için kuruldu.

Web siteleri eksik teslim ediliyor, sosyal medya hesapları tekdüze içeriklerle dolup taşıyor, SEO çalışmaları sadece kelime doldurmakla sınırlı kalıyordu. Müşterilerin umutları birer birer tükenirken, çoğu ajans için en önemli şey, bir sonraki ödemeydi.

 

Eksik ve Baştan Savma: Sistematik Sorunlar

Bir doktor, bizi arayıp şunları söyledi:
“Altı aydır web sitem için güncelleme bekliyorum. Ajans sadece rapor gönderiyor ama sitede hâlâ hiçbir değişiklik yok.”

Bir e-ticaret girişimcisi, SEO çalışmaları için binlerce lira harcadıktan sonra şikayet etti:
“Google’da hâlâ görünmüyorum. Bir şeyler yanlış ama ne olduğunu bilmiyorum.”

Bir restoran sahibi, sosyal medya için yaptırdığı tasarımları gösterdi:
“Bunlar benim markamı anlatmıyor. Hazır şablonları üzerime yapıştırmışlar gibi.”

Her müşteri, ajansların verdiği özensiz hizmetlerden dolayı aynı cümleyi tekrar ediyordu:
“Bize değer verilmiyor.”


Yolunacak Kaz Değil, Gerçek Ortaklar

Studio Zeplin’in kurucuları olarak, bu müşterilerin hikayelerini dinledikçe bir şey çok netleşti: Çoğu ajans, müşteriyi yolunacak kaz gibi görüyordu. İşi hızlıca halledip faturayı kesmek yeterliydi. Fakat Studio Zeplin, müşterilerini böyle görmek yerine onların markalarına ve hikayelerine değer katmaya karar verdi.

Bizim için müşteriler şunlardan ibaret değildi:

  • Fatura tutarı.
  • “Sonraki iş” için çabucak geçiştirilecek bir proje.
  • Verilen işlerin “minimum çabayla” yapılması gereken kişiler.

Bunun yerine, müşterilerimizi ortaklarımız olarak görmeyi seçtik. Başarıları bizim başarımızdı. Hayal kırıklıklarını onarmak bizim görevimizdi.


Neleri Değiştirdik?

1. Başlangıçta Dinlemek:
Her müşteriyle ilk toplantımız bir iş görüşmesinden çok terapi gibiydi. Şikayetlerini, kaygılarını ve isteklerini dinledik. Neyi farklı yapmak istediğimizi anlamak için önce onların yaşadıklarını anladık.

2. Sürekli İletişim:
Bir proje başladığında müşterilerimizi asla “yapıyoruz, bekleyin” diyerek boş bırakmadık. Sürekli güncellemelerle onları bilgilendirdik ve birlikte çalıştık.

3. Gerçek Sonuçlar:
SEO raporları, tasarım örnekleri veya sosyal medya içerikleri; her ne yaptıysak, sadece “görünmek için” değil, müşterimizin hedeflerine ulaşması için yaptık.

Bir doktorun kliniğini dolduran tanıtım videosu, bir avukatın güven veren web sitesi, bir e-ticaret sitesinin dönüşüm oranlarını iki katına çıkaran SEO çalışmaları… Bunlar sadece projeler değil, bizi diğerlerinden ayıran prensiplerimizin sonuçlarıydı.


Studio Zeplin: Özene Adanmış Bir Zeplin

Adımızı bir hava aracından aldık: Zeplin. Bir uçaktan farklı olarak, yavaş ama sağlam adımlarla hareket eder. Rüzgarı hissetmeden, detayları görmeden ilerlemez. Bizim çalışma prensibimiz de bu.

Her müşterinin hikayesi bizim hikayemizdir. Hızlıca geçiştirip “bir dahaki müşteri”ye yönelmek yerine, her projeyi bir sanat eseri gibi ele alırız. Çünkü biliyoruz ki dijital dünyada öne çıkmak sabır, detaylara özen ve samimiyet ister.


Bugün: Yavaş ve Sağlam Adımlarla Zirveye

Studio Zeplin, yalnızca projeler üretmek için bir araya gelmiş bir ekipten fazlasıdır. Ekibimiz, yaratıcı fikirlerin peşinden koşan, tutkusunu işine yansıtan ve her detaya değer veren profesyonellerden oluşur. Her biri işini severek yapan, yeniliklere açık ve sürekli gelişimi hedefleyen bireylerdir. İster bir web tasarımı, ister etkileyici bir ürün çekimi olsun, her projede aynı enerjiyle çalışırız. Çünkü biz, yaptığımız işin yalnızca bir görev değil, aynı zamanda bir tutku olduğuna inanıyoruz. İşte bu tutkuyla, markalarınızı dijital dünyada benzersiz bir yere taşıyoruz.

Bugün Studio Zeplin, müşterilerine yalnızca hizmet sunmuyor, onlara güven veriyor. Müşterilerimiz, işlerini ellerine teslim ettiklerinde şunu biliyor: “Bu insanlar gerçekten bizi önemsiyor.”

Biz, dijital dünyanın özensiz ve baştan savma kültürüne karşı bir duruşuz. Studio Zeplin ile her şeyin mümkün olmadığını, ama doğru şeylerin mümkün olduğunu göstermek için buradayız.

Siz de hikayenize değer katacak bir ortak arıyorsanız, Studio Zeplin sizi bekliyor.


Konuşmak, dertleşmek, hatta sadece bir kahve içmek isterseniz bizi arayın. Studio Zeplin olarak hem markanızı hem de modunuzu yükseltmek için buradayız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir